Kumarın Görünmeyen Tuzakları: Düşüncelerimiz Bize Karşı
Kumar bağımlılığı genellikle masum bir eğlence olarak görülür ya da "Bir kereden bir şey olmaz," düşüncesiyle başlar. İlk kazançlar, kişiyi daha fazla oynamaya teşvik ederken, kayıplar ise telafi etme isteğiyle kişiyi kısır bir döngüye sürükler. Bu döngü, farkında olmadan bağımlılığın ilk adımlarının atılmasına yol açar. Kişi, kayıplarını telafi etmek için kumar oynamaya devam eder. Ancak her kayıp, kişiyi daha fazla bahis oynamaya iten yeni bir tuzağa dönüşür.
Farkında Olmadan Düşülen Tuzaklar
Kumar bağımlılığının en tehlikeli yönlerinden biri, kişilerin bu tuzaklara farkında olmadan düşmeleridir. Beynin ödül merkezinin sürekli uyarılması ve kazanç beklentisinin sürmesi, kumar oynamanın bağımlılık yapıcı doğasını güçlendirir. Bu bağlamda, kumar bağımlılığıyla ilişkilendirilen bazı bilişsel tuzaklar, literatürde belirli terimler ve kavramlarla tanımlanmıştır. Kumar bağımlılığında karşılaşılan tuzakları açıklamak gerekirse,
- Tahmin Yanılgısı (Gambler's Fallacy): Birey, geçmişteki sonuçların gelecekteki olayları etkilediğine inanarak yanlış çıkarımlarda bulunur. Örneğin rulette sürekli aynı renge bahis yapan bir kişinin "Bir sonraki sefer mutlaka bu renk gelir," düşüncesi, bu yanılgının bir örneğidir. Oysa her oyun, birbirinden bağımsızdır.
- Yakın Kayıp Etkisi (Near Miss Effect): Kaybın, kazanca çok benzer bir şekilde algılanması, bireyde kazanmaya yaklaştığı hissi yaratır. Bu yanılsama, "Bir dahaki sefer kazanacağım," düşüncesini pekiştirerek kumar oynamayı sürdürmesine neden olur.
- Sosyal Onay (Social Proof): Birey, çevresindeki kişilerin kumar oynamasını gözlemleyerek, bu davranışı daha normal ve kabul edilebilir bir eylem olarak değerlendirebilir. Bu durum, kumar oynama eğilimini artırabilir.
- Kontrol Yanılsaması (Illusion of Control): Şansa dayalı oyunlarda birey, doğru strateji veya yöntemlerle sonucun kontrol edilebileceğine inanabilir. Bu yanılsama, bireyin kumar davranışını sürdürmesine neden olur.
- Kayıp Telafisi Yanılgısı (Loss Chasing): Kaybedilen miktarları geri kazanma düşüncesi, bireyin daha fazla bahis oynamasına yol açar. Ancak bu yaklaşım genellikle kayıpların daha da artmasıyla sonuçlanır.
Bağımlılıkla Mücadelede Erken Müdahale
Kumar bağımlılığında yanlış inanışlarla başa çıkmak, tedavi sürecinin temel taşlarından biridir. Bireyin bu inanışların farkına varması, bağımlılığı kontrol altına almanın ilk adımıdır. Bu süreçte en etkili yöntemlerden biri, bilişsel davranışçı terapidir (BDT). Bu terapi, bireyin kumarla ilgili gerçekçi olmayan düşüncelerini sorgulamasına, bu düşüncelerin olumsuz etkilerini fark etmesine ve yerine daha sağlıklı düşünce kalıpları koymasına yardımcı olur.
Klinik psikologlar, YEDAM Modeli kapsamında BDT yaklaşımıyla bireylerin kumar alışkanlıklarının farkına varmalarına, riskli durumlarla baş etmelerine ve bilinçli kararlar almalarına destek olur. Ayrıca, stres yönetimi ve olumsuz duygularla sağlıklı başa çıkma becerilerini geliştirerek bireyin genel yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Tedavi sürecinde destek grupları da önemli bir yer tutar. Benzer deneyimlere sahip kişilerle bir araya gelmek, yalnız olmadığını hissetmek ve baş etme yöntemlerini paylaşmak bireye güç verebilir. YEDAM Modeli kapsamında yürütülen grup çalışmaları, bireylerin karşılıklı destek almasını sağlayarak dayanışma ortamı oluşturur. Bu çalışmalar, bağımlılıkla mücadele sürecinde bireylerin motivasyonlarını artırmayı, kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırmayı ve sağlıklı sosyal bağlar kurmalarını hedefler.
Aile ve arkadaşların desteği de bireyin motivasyonunu artırır. Yakın çevrenin anlayışlı ve destekleyici bir tutum sergilemesi, tedavi sürecini olumlu yönde etkiler. Sosyal hizmet uzmanları, YEDAM Modeli kapsamında ailelere, bireyi anlamalarına ve destekleyici bir tutum geliştirmeleri konusunda rehberlik eder. Aynı zamanda, bireyin risk ve ihtiyaçlarını belirleyerek doğru kaynaklara yönlendirilmesini ve bu süreçte harekete geçmesini destekler. Bununla birlikte toplumun kumar bağımlılığı konusunda bilinçlendirilmesi için gerekli tanıtımların faaliyetlerini de yürütürler.
Sonuç olarak, kumar bağımlılığı tedavisinde yanlış inanışları ele alınması, bireyin bağımlılıkla başa çıkabilmesi için kritik bir adımdır. Terapiler, sosyal hizmet desteği, destek grupları ve aile desteği kişinin daha sağlıklı bir yaşam sürmesine olanak tanır. Tedavi süreci sabır ve kararlılık gerektirir, ancak doğru yöntemlerle bağımlılığı aşmak mümkündür.
Ece Parlak
Psikolog
Kaynakça
Atkins, G., & Sharpe, L. (2003). Cognitive biases in problem gambling. Gambling Research: Journal of the National Association for Gambling Studies (Australia), 15(2), 35-43.
Goodie, A. S., Fortune, E. E., & Shotwell, J. J. (2019). Cognitive distortions in disordered gambling. Gambling disorder, 49-71.
Ögel, K., Şimşek, M. & Bozdoğan, Ö. F. (2021). Yeşilay danışmanlık merkezi modeli (1.Baskı). İstanbul: Yeşilay Yayınları.
Tang, C. S. K., & Wu, A. M. (2012). Gambling-related cognitive biases and pathological gambling among youths, young adults, and mature adults in Chinese societies. Journal of Gambling Studies, 28, 139-154.
PAYLAŞ