Doğal Afetlerin Aileler Üzerindeki Travmatik Etkisi

Travma, insanların yaşamında strese yol açan, fiziksel ya da duygusal olarak büyük zarara neden olan olaylara verilen tepkiler olarak tanımlanmaktadır. Travma, kişinin kendi gücünü, değerini, inancını ve yardım etme isteğini zorlaştırdığı gibi kişinin yoğun panik, çaresizlik, umutsuzluk duygularını da tetikleyebilir.

Ruhsal travma, gerçek bir ölüm tehdidi, ciddi yaralanma, kaza, savaş, doğal afetlerle karşılaşma, cinsel, fiziksel veya duygusal şiddete maruz kalma ya da başkasının travmatik deneyimine şahitlik etme gibi durumlar sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetler, kişilerde ruhsal travma oluşturabilen travma çeşitlerinden bazılarıdır.

Afete maruz kalmak, fiziksel ve ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebilmektedir. Ruhsal alanda travmaya neden olan bir olayın ardından, bu durum günlük yaşamı etkileyerek post-travmatik stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, uzamış yas ve intihar düşünceleri gibi problemlerin ortaya çıkmasına yol açabilir. 

Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli, 11 ilimizde meydana gelen depremlerin aileler üzerindeki travmatik etkisi büyük önem taşıyor. Ailelerin travmayı algılayışı ve bu konuyla ilgili tutumları, travma sonrası ortaya çıkan psikolojik belirtiler ve iyileşme süreci üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Yaşanan tüm zor durumlar, ailelerde genellikle bilinmezlik hissi ve kaygı oluşturabilir. Afet gibi travmatik ve zorlayıcı durumlarda aile uyumu, iletişime açıklık, esneklik, adaptasyon kapasitesi ve aile içerisindeki sınırların netliği gibi ilişkisel kaynaklar ailenin dirençliliğine olumlu yönde etki etmektedir. Bu bakımdan afet öncesi aile içi ilişkilerde belirli iletişimsel beceriler ve çatışma çözme stratejileri etkili şekilde kullanılmaktadır. Bu aynı zamanda afet sürecinde ailelerin yaşadığı ilişkisel zorlukları da şekillendirebilmektedir. Örneğin afet süreci bazı ailelerde yakınlaşmayı ve desteği artırırken bazı ailelerde, uzaklaşma ve sorunların artırmasıyla sonuçlanabilir.

Bu nedenle travma hakkında bilgi sahibi olmak, bu duruma verdikleri tepkileri anlamak ve yakınlarına nasıl yardımcı olabileceklerini bilmek, aile üyelerinin daha iyi hissetmelerini, kendi normallerine dönmelerini ve sevdiklerine uygun desteği verebilmelerini kolaylaştırmaktadır. YEDAM'da yapılan görüşmelerde ailelerin psikoeğitimden öğrendiklerini hayata geçirmeleri, aile içi iletişimi ve etkileşimi güçlendirebilir. Travma kavramı, travma sonrası stres bozukluğu, aile üyelerinin travmaya verdiği tepkiler, travmaya maruz kalan yakınlarına nasıl destek olabileceklerinin aile üyelerine anlaşılır şekilde anlatılması psikoeğitimin ilk basamağıdır. Bu ayrıca çeşitli zorluklarla başa çıkmalarına ve aile olarak daha sağlıklı bir ortam oluşturmalarına da yardımcı olacaktır.

YEDAM'ın odak noktası danışanlar olsa da ailelerin yaşadığı zorlukları ve ruhsal sorunları anlamak ve onlara uygun rehberlik sağlamak oldukça önemlidir. Bu çerçevede, aile üyelerinin kişinin süreci üzerindeki etkilerini konuşurken bilgilendirme sürecinde bilimsel ve üçüncü şahıs dilinin kullanımıyla kişinin mahremiyetinin ve kişisel alanının korunması, görüşme yapan uzman tarafından sağlanır.

Nazlı Aparı
Klinik Psikolog 

 
Kaynakça:

Settle, C., ve Adler-Tapia, R. (2008). EMDR and the Art of Psychotherapy with Children. Springer Publishing Company.
Bonanno, G. A., Brewin, C. R., Kaniasty, K., & Greca, A. M. L. (2010). Weighing the costs of disaster: Consequences, risks, and resilience in individuals, families, and communities. Psychological science in the public interest, 11(1), 1-49.
Fergusson, D.M., Horwood, L.J., Boden, J.M. & Mulder, R.T. (2014). Impact of a major disaster on the mental health of a well-studied cohort. JAMA Psychiatry 71(9):1025–31
Prof. Dr. Kültegin Ögel. (2024). Bağımlılık ve Travma.
Savitt, A. & Ge Y.G. (2019). Intra-family Decision Making in Disaster Evacuations: An Interdisciplinary Examination. Family Science Review, 23(3).

 

PAYLAŞ