Bağlanma ve Bağımlılık

Günümüz de alkolden maddeye, teknolojiden kumara pek çok bağımlılık türü aslında dünyanın ortak problemi, halk sağlığını tehdit eden büyük bir sorundur. Son zamanlar da yapılan kapsamlı araştırmalar ve birleşmiş milletlerin yayınladığı rapora göre dünya üzerinde 27 milyon uyuşturucu bağımlısı vardır.

Bağımlılık Herşeyden önce bir aile hastalığıdır ve sadece bağımlı bireyi değil başta ailesi olmak üzere çevresinde ki bir çok kişiyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu anlamda ailenin bağımlılıkta ki rolü aslında çok küçük yaştan itibaren başlamaktadır. Bağlanma hayatın ilk günlerinden başlayan, ilk olarak anne ile bebek arasında yaşanan daha sonra babanın da aktif olarak rol aldığı, duygusal yönü çok önemli olan bir bağdır.

Bu durum doğumla birlikte başlar ve bebeğin gelecekte ki yaşantısınıda etkiler. İki tür bağlanma söz konusudur, bunlar güvenli ve güvensiz bağlanmadır. Bebeğin annesine karşı güvenli bir bağlanma geliştirmesi için annesinin her zaman yanında olduğunu, stres verici, zorlayıcı bir durumda müdahale edeceğini bilmesi gerekir. Güvenli bağlanmanın sağlıklı bir şekilde gelişmesi için annenin bebekle kesintisiz ve tutarlı bir ilişki kurması gerekir.

Güvensiz bağlanma yaşayan çocuklar anneden yeterli ilgiyi göremezler, annenin tutarsız davranışlarından dolayı ihtiyaçları olduğunda anneden yanıt alıp almayacaklarını kestiremezler. Çocuk ne zaman sevilip ne zaman azar işiteceğini kestiremez. Bu çocuklar genelde stresle başetme de problem yaşarlar.

Bağlanma türü ergenlik sürecinde de ergenin benliğini oluşturup kimliğini yapılandırma da son derece etkilidir. Çocukluk döneminden itibaren anne ve babayla kurulan bu bağlanma şekilleri ilerleyen yıllarda bağımlılığı etkileyen unsurlardandır. Güvenli bağlanma geliştiremeyen bireyler riskli tutum ve davranışlar yapmaya daha çok meyillidir, bu durumda madde kullanım oranını arttırmaktadır.

Konuyla ilgili yapılmış pek çok araştırma da bizlere güvenli bağlanma gerçekleştirebilen bireylerin gerçekleştiremeyenlere göre daha az bağımlılık potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Çocukların yakın olan ilişkilerin de güven geliştirip kendilerine bulundukları çevrede özellikle de aile içinde bir yer bulmaları bağımlılık riskini azaltmaktadır.

Özetle bebeğin doğumundan itibaren gelişen süreçte bağlanmanın güvenli ya da güvensiz olması bireyin bağımlılık geliştirme riskiyle bağlantılıdır, güvenli bağlanma geliştiren bireyler daha az bağımlılık geliştirme riskine sahipken güvensiz bağlanma geliştiren bireylerin bağımlılık geliştirme oranları maalesef daha fazladır.

Psk. Fatihcan Öncü

Kaynaklar:

Aydoğdu H, Mahire Ç., Madde Kullanım Bozukluğu Olan Ve Olmayan Ergenlerin Bağlanma Stilleri, Anne Baba Tutumları Ve Sosyal Destek Algıları Yönünden Karşılaştırılması.

Nebi S, Yasemin O, Tuğba Ç., Bağlanma Ve Bağımlılık: Kuramsal Çerçeve Ve Derleme Çalışması.

PAYLAŞ